Monday, November 16, 2009

TOP PEŞINDE KOŞAN BİR KÖPEK YAVRUSU GİBİ

English speakers: Don't worry about it. Keep scrolling down, there's lots for you there.

Bihter Sabano
ğlu: Teşekkürler!

Dün akşam 7 civarı camdan bakıyor ve düşünüyordum: "Derse gitmek istemiyorum. Dışarısı soğuk ve karanlık, yağmur yağıyor hem de yapacak bir ton işim var. Telefonun susmak bilmediği o günlerden biriydi; her çalışında ürperiyordum ve ahizeyi her kaldırdığımda karşımdaki sadede gelmeyi reddederek sızlanıp duruyordu. Her cevap verdiğim e-mail'e karşılık başka bir tane alıyordum. Akşamüstüne yetiştirmem gereken bir iş varken apartmanımda çalışmakta olan işçiler tüm sabah boyunca yangın alarmını test etmenin müthiş eğlenceli olacağına karar vermişlerdi. Yorgunluk ve aksilikten kendimden geçmiştim ve tüm dünyanın vaktimi harcamak için ortak bir komplo içerisinde olduğunu düşünüyordum. Derse sadece kasvet dolu bir sorumluluk duygusu içinde gitmeye karar verdim: Tüm dünyaya savunma sanatlarının (savaş sanatlarının) ne de harika bir şey olduğunu anlattıktan sonra yağmur yağdığı için derse gitmemezlik edemezsiniz herhalde değil mi?

Ama gittiğime öylesine memnun oldum ki. Mükemmeldi. Öylesine harikaydı ki dersten sonra salonda bile takıldım--eve gitmek istemiyordum. Yapmam gereken her şey hakkında düşünmeyi bıraktım. Aslında hiçbir şey düşünmemeye başladım, sadece vücuduma söylenileni yaptırmaya çalışıyordum; ayaklarımı birbirinden gerekli olan uzaklıkta tutmak, vücut ağırlığımı sağ ayağa vermek, sol yumrukla vücuttan boşalan enerjiyi yerinde tutmaya çalışmak, ve sağ yumrukla beraber tamamen gereken oranda vücudu çevirmek, elliğe tekme attığımda daha güçlü ve daha tatmin edici bir ses çıkarmak. Sanıyorum - ki bunu çekinerek söylüyorum- o her zaman içleracısı zayıflıkta olan sol yumruğumdaki hatanın nerde olduğunu anlamış olabilirim (Sol kolum sağ kolumdan daha güçsüz sayılmaz o yüzden bu konu beni her zaman hayretler içinde bırakmıştır.) Üç saat boyunca bitirmem gereken hiçbir işi, ödemem gereken hiçbir faturayı, dükkan kapanmadan yetişip yapmam gereken hiçbir alışverişi, geri aramam gereken hiçbir insanı, başıma sarılacak son beladan nasıl kurtulacağımı düşünmedim. Sonunda ne stres, ne öfke kalmıştı, ne de dünyaya karşı hissedilen en ufak bir hoşnutsuzluk.

1 comment:

  1. Hi,
    Great Blog I appreciate the blog for this very informative information .....

    ReplyDelete