Wednesday, March 10, 2010

Mücadeleyi Öğrenme

5 Mart 2010, Cuma

1100 ÖĞRENCİSİ OLAN BİR OKUL

Geçen Çarşamba günü yüz yüze gerçekleşen ilk Jor El İstanbul toplantısının iyi bir başlangıç olduğunu düşünüyorum. Hepimiz İstanbul depreminin taşıdığı ciddi risk ve İstanbul deprem/felaket hazırlıklarının yetersizliği konusunda hemfikiriz.

MAY ve LIDAM projeleri genel koordinatörü ile 25 Mart günü 16:30-18:00 saatleri arasında Gayrettepe’de görüşeceğiz. Ayrıca bireysel olarak mahalle muhtarlarımızla da teke tek görüşüp kendi bölgelerimizin deprem hazırlıkları konusunda bilgi sahibi olmayı planlıyoruz. Muhtarlarımıza bu planlar ve geliştirilmeleri konusunda işbirliği yapmayı önereceğiz. Ayrıca bu çalışmaları bölgemizdeki diğer insanlara anlatmayı amaçlıyoruz.

Toplantıda oldukça sarsıcı noktalar dile getirildi. Grubun diğer üyelerinin de bu noktaların saptanmasına katkıda bulunacaklarını umuyorum. Bu önemli noktaların İngilizce değil, Türkçe paylaşılması gerekir. Ancak benim Türkçem bunun için yetersiz.

Öne çıkan konular arasında en çarpıcı olanı şuydu: Bir grup üyesinin ifadesine göre Kâğıthane’deki bir okulun güçlendirme çalışmalarının yapılmış olmasına rağmen bina hiç de güvenli değil. Güçlendirme çalışması için 350.000 TL harcanmış ama binanın temeli sadece 16 cm derinliğinde. Bu üyemiz, güçlendirme işinin kontrolünü üstlenen mühendisin de “Ben çocuğumu bu okula göndermem” dediğini sözlerine ekledi. Ayrıca bu durumun güçlendirildiği söylenen pek çok okul için de geçerli olduğuna inandığını belirtti.

Fazla ayrıntıya girmek istemediği için bu üyemizin söylediklerini hemen kanıtlayamam. Ancak doğruluk ihtimalinin bulunması bile ciddi biçimde konunun üzerine gidilmesi için bence yeterli bir nedendir. Okuldaki 1100 öğrencinin aileleri çocuklarının okulda güvende olduğuna inanıyorlar. Eğer okul güvenli değilse, ailelerin bunu bilmeye hakkı var ve çocuklar orada bulunmamalı.

Büyük bir depremde yeterince güçlendirilmemiş okullarda neler olduğuna bakalım:

Haiti depreminde yerle bir olan okullar, pek çok kişi için daha iyi bir geleceğin umutlarını da söndürdü.

Çin depremi: Neden o kadar çok okul yıkıldı?

Okula ulaştıklarında, dehşetle, tüm binanın yerle bir olduğunu gördüler.

Pasternak, üç katlı bir bina olan okulun, üzerinde yürünebilecek bir moloz yığını haline geldiğini söyledi.

Deprem anında, bina içinde, aralarında yetim ve engellilerin de bulunduğu yüzlerce çocuk olduğunu söyledi.

Gece boyunca ellerinde hiçbir alet ya da makine olmaksızın çocukları enkazdan çıkarmaya çalıştılar. Sabah olduğunda, 25 yaralı ve 30 cansız beden çıkarabilmişlerdi.

Bina unufak olduğundan içeride kaç çocuğun olduğunu hiç kimse kesin olarak bilmiyordu, ancak Pasternak 50-100 çocuğun depremden hemen sonra kaçıp uzaklaştığını, bunun da enkaz altında halen 50-200 çocuk bulunduğu anlamına geldiğini belirtti.

Pasternak, daha önce Haiti’de gönüllü olarak çalışan 65 yaşındaki San Rafaelli

emekli öğretmen Wander’in de bitmez tükenmez bir gayretle çalıştığını söyledi.

Wander inatla, azimle çalışıyordu. Florance Nightingale kimliğine bürünmüş, ölmek üzere olan çocuklara yetişip kurtarmaya gayret ediyordu.

Wander aynı zamanda ölen çocukların resimlerini çekip kimlik tespitini kolaylaştırmayı düşünebilecek kadar da aklı başında davranmıştı.

Bu yetersiz okul güçlendirmesinin doğru olabileceği ve eğer öyleyse, bu konuda bir şeyler yapmanın hepimizin sosyal/etik bir sorumluluğu olduğu konusunda kuşkusu olan var mı?

Bu konuda daha fazla bilgi edinmeme yardımcı olabilecek kimse varmı?

1 comment:

  1. To create a such kind of article is really amazing,I daily read your blogs and give my announcement for that here this article is too great and so entertaining.

    ReplyDelete